.

.

,

,

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.































3 Mart 2009 Salı

ahmet er



AHMET ER


Horasan'dan Anadolu'ya geçen Oğuzların bazı boyları Batı Anadolu'ya ulaşmıştır. Ceddi Hayran'ı Mahmud Dede (Yatağan Mahmud) ile soy kütüğünün nesilden nesile aktarılan bilgilerle İmam-ı Ali Rıza'ya uzandığı rivayet edilen Ahmet Er, 1927 yılında Manisa ilinin Akhisar ilçesinin Sünnetçiler Köyü'nde doğmuştur. Baba adı Şevket, annesi Hüsniye hanımdır.İlk okulu doğduğu köyde bitirmiş, orta okulu Akhisar'da tamamlamış, 1947 yılında Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nden mezun olmuş ve aynı yıl Kara Harp Okulu'na girmiştir. 1950 yılında Akar Harp Okulu'ndan Teğmen rütbesi ile orduya ve jandarma sınıfına katılan Ahmet Er, memleketin birçok yerlerinde ordunun çeşitli kademelerinde görev ifa etmiştir.1951 yılında Bulgaristan'dan Türkiye'ye iltica eden üçyüz bin Türk'ün ızdırabını "Göçmen" isimli üç perdelik bir dram yazmıştır. Bu piyes Türkiye'de "yüz milli piyes"in içinde yer almıştır.1957 senesinde Milli Savunma Bakanlığı'nca açılan Radyofonik Temsil yarışmasında Kosova Meydan Muharebesi'ni konu alan "Meçhul Süvari" isimli radyofonik temsili ile ödüle layık görülmüştür. Bu temsil Ankara Radyosu tarafından 1957 ve 1960 tarihlerinde iki defa 1960'da İstanbul radyosunda da bir defa olmak üzere temsil edilmiştir.27 Mayıs 1960 harekatı içinde de görev alan Ahmet Er, Milli Birlik Komitesi üyesi olarak hizmet etmiştir. Daha sonra otuz sekiz kişilik Milli Birlik Komitesi üyeleri arasında meydana gelen itilaf sonucu yurt dışına gönderilen "Ondörtler" grubu arasında yer almış ve 13 Kasım 1960'da Libya Büyükelçiliği Devlet Müşavirliği'ne atanmıştır. 1962'de yurda dönmüş ve doğduğu köye yerleşmiştir.31 Mart 1965'te Alpaslan Türkeş'le birlikte CKMP'de siyasete atılan Ahmet Er, CKMP'nin 1969 Şubat ayında Adana'daki kongresinde MHP'ye dönüşümüyle birlikte, bu partinin 12 Eylül darbesine kadar Genel Başkan Yardımcılığı'nı yürüttü. 12 Eylül'den sonra, cuntanın mahkemelerinde yargılanan Er, yapmış olduğu tarihi bir savunmayla darbecilere meydan okudu.Tahliye olduktan sonra uzun bir dönem siyasetin dışında kaldı. Sadece milli İslami değerlere bağlı ülkücü gençliğin yetişmesi amacıyla düzenlenen konferanslara konuşmacı olarak katıldı.7 Temmuz 1992'de MÇP'den ayrılan Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının kurdukları Büyük Birlik Partisi'nde tekrar siyasete geren Ahmet Er, partinin "Kurucular Kurulu" üyeleri arasında yer aldı. Uzun bir dönem bu partinin Genel Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Er, sağlık şartları sebebiyle bugün siyasetin dışındadır.Şairler-Yazarlar-Sanatseverler Derneği üyesi olan Ahmet Er, Türk-İslam kültür ve medeniyeti üzerindeki inceleme ve araştırmalarına devam etmektedir.Çeşitli dergi ve gazetelerde makaleleri ve şiirleri neşredilmiştir. ESERLERİ1.Adını Siz Koyun (Şiirler demeti)2.Göçmen (Üç perdelik piyes)3.Meçhul Süvari (Radyofonik temsil, senaryo)4.Hürriyet Yağmuru (Şiirler demeti)5.Hatıralarım6.Hak Dostları

Ondörtler,
27 Mayıs Darbesinin (1960) ardından kurulan Milli Birlik Komitesi'nden (MBK) daha sonra ihraç edilen 14 subaya verilen ad.
MBK'den Ondörtler'in tasfiyesi 27 Mayıs rejiminin en önemli dönüm noktasını oluşturdu. Bu tasfiyeyle iktidarın seçimler yoluyla yeniden sivil yönetime devredilmesine karşı olan grup gücünü büyük oranda yitirirken, askeri yönetimin geçici olmasını savunan grup yönetimi kesin biçimde ele geçirmiş oldu.
27 Mayıs Darbesinden sonra iktidarı ele geçiren ve Milli Birlik Komitesi'ni oluşturan subay kadrosu arasında siyasi bir amaç birliği yoktu. MBK içinde zamanla başlıca iki siyasi görüş biçimlendi.Birinci görüşe göre, 27 Mayıs müdahalesinin amacı demokratik sistemi yeniden kurmak, bunun için gereken hukuksal yapıyı oluşturmak, en kısa zamanda seçimleri yaparak iktidarı seçimle gelecek olan sivil yönetime devretmekle sınırlıydı. İkinci görüşe göreyse Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda yapısal sorunları vardı ve bunlar çözülmeden ülkede sağlıklı bir demokrasi kurulamazdı. Bu grup, iktidarın kısa sürede yapılacak seçimlerle yeniden sivillere bırakılmasını kabul etmiyor ve askeri yönetimin uzun süre daha devam etmesi gerektiğini öne sürüyordu.
Darbenin 14'ler ismiyle anılan bu grubun genel fikri eğilimleri ise: mevcut siyasi organizasyonlara, kendi ifadeleri ile "statükocu-muhafazakâr" olmaları nedeniyle ülkenin büyük sorunlarına köklü çözümler getiremeyeceği yönündedir. 14'lere göre, Türkiye'nin zaman kaybetmeye tahammülü yoktu ve bundan dolayı tarafsız ve güçlü bir Milli Birlik Komitesi iktidarı, sağlık hizmetlerinin sosyalizasyonundan başlayıp, toprak reformuna kadar uzanan bir dizi reform politikasını gerçekleştirene kadar yönetimde kalmalıydı. Bu reformu yürürlüğe geçirebilmek için ise "en az" dört yıllık iktidar dönemi öngörülüyordu.
Bu sırada ülkenin siyasi yaşamında önemli rol oynayan Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı İsmet İnönü askeri yönetimin bir an önce sona erdirilmesi ve en kısa zamanda seçimlerin yapılarak iktidarın sivil yönetime devredilmesi yönünde ağırlığını koydu. İnönü'nün bu tutumu, MBK içinde birinci görüş yanlılarının güçlenmesini sağladı. Komite içindeki anlaşmazlıkların siyasi bir bunalıma dönüşmesi üzerine, 13 Kasım 1960'ta MBK Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel bir bildiri yayımlayarak MBK'nin çalışmalarının ülkenin yüksek çıkarlarını tehlikeye düşürecek bir duruma geldiğini, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri ile MBK üyelerinin talepleri üzerine MBK'yi feshettiğini açıkladı. Yeni oluşturulan MBK'de ise Fazıl Akkoyunlu, Rıfat Baykal, Ahmet Er, Orhan Erkanlı, Numan Esin, Orhan Kabibay, Mustafa Kaplan, Muzaffer Karan, Münir Köseoğlu, Muzaffer Özdağ, İrfan Solmazer, Şefik Soyuyüce, Dündar Taşer ve Alparslan Türkeş'e yer verilmiyordu.MBK üyesi Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun inisiyatifiyle gerçekleşen bu operasyonla söz konusu kişiler Türk Silahlı Kuvvetleri'nden de emekli edilerek çeşitli görevlerle yurtdışına sürgüne gönderildiler.
14'ler, yurt dışında sürgünde bulundukları süre içerisinde mevcut fikirlerini geliştirmeye ve pratiğe geçirme yolları aramaya devam edecekti. Ancak bu arada ikiye ayrılacak ve Türkeş'in liderliğini kabul etmeyen Orhan Kabibay, Orhan Erkanlı, İrfan Solmazer üçlüsü Türkiye'ye döndükten sonra 1965'te CHP'den seçimlere katılacaktır. Muzaffer Karan her iki grubun da dışında kalarak TİP'ten meclise girecek ve Alparslan Türkeş, Rıfat Baykal, Numan Esin, Muzaffer Özdağ grubunun başını çektiği diğerleri ise CKMP'ye dâhil olacaktır.
Sürgün yıllarında ülke hakkındaki düşüncelerini pratiğe geçirmek için yeni bir darbe zemini arayan 14'ler, Türkiye'ye döndükten sonra güçlerini ölçmüş ve neticede bir darbe ile iktidarı ele geçirmenin müm­kün olmadığını anlayarak, siyasal partiler yoluyla ikti­dar mücadelesinin daha verimli olabileceği konusunda hemfikir olmuşlardır.
1
Alparslan Türkeş
13 Kasım 1960 tarihinde Yeni Delhi'ye sürgün edildi
2
Orhan Kabibay
13 Kasım 1960 tarihinde Brüksel'e sürgün edildi
3
Orhan Erkanlı
13 Kasım 1960 tarihinde Mexico City'ye sürgün edildi
4
Münir Köseoğlu
13 Kasım 1960 tarihinde Stokholm'a sürgün edildi
5
Mustafa Kaplan
13 Kasım 1960 tarihinde Lizbon'a sürgün edildi
6
Muzaffer Karan
13 Kasım 1960 tarihinde Oslo'ya sürgün edildi
7
Şefik Soyuyüce
13 Kasım 1960 tarihinde Kopenhag'a sürgün edildi
8
Fazıl Akkoyunlu
13 Kasım 1960 tarihinde Kabil'e sürgün edildi
9
Rıfat Baykal
13 Kasım 1960 tarihinde Tel-Aviv'e sürgün edildi
10
Dündar Taşer
13 Kasım 1960 tarihinde Rabat'a sürgün edildi
11
Numan Esin
13 Kasım 1960 tarihinde Madrid'e sürgün edildi
12
İrfan Solmazer
13 Kasım 1960 tarihinde Lahey'e sürgün edildi
13
Muzaffer Özdağ
13 Kasım 1960 tarihinde Tokyo'ya sürgün edildi
14
Ahmet Er
13 Kasım 1960 tarihinde Trablusgarp'a sürgün edildi