.

.

,

,

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.































3 Mart 2009 Salı

MUZAFFER ÖZDAĞ

MUZAFFER ÖZDAĞ
(15 Nisan 1933–05 Şubat 2002)


Kurmay subay, düşünce ve devlet adamı, hukukçu. Üstün başarılı bir öğrenim hayatı yaşadı. Zeki, çalışkan, plânlı ve titizdi. Bu yüzden, okul hayatı gibi, subaylık ve ardından gelen siyaset ve avukatlık hayatı hep başarılarla geçti. Bu alanlarda Türk toplumuna değerli hizmetlerde bulundu. Bütün etkinliklerinde hareket noktası Türklük ve Türk dünyası idi. Genç yaşında pek çok başarılara adını yazdırdı.
Muzaffer Özdağ, Nuriye ve Abdülkerim Özdağ’ın yedi çocuğunun üçüncüsü olarak 15 Nisan 1933’de Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. Kendisinin de biri Prof. Dr. Ümit Özdağ olmak üzere dört çocuğu vardır.Okuma yazmayı okula başlamadan önce öğrenen Özdağ, ilköğrenime altı yaşında iken girdi. İlk ve ortaokulları Kayseri’de tamamladı. 1947’de girdiği Kuleli Askerî Lisesi’ni 1950’de, ardından Kara Harp Okulu’nu 1952’de, Meslek Hazırlama Sınıfı ve Piyade Okulu’nu 1953-54’te, birincilikle bitirdi. Harp Okulu’ndan sonra başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni, bu Fakültede iken DTCF’de devam ettiği Fransızca Dil Kursunu ve Türk Devrim Tarihi derslerini de 1956’da tamamladı. Ankara Hukuk Fakültesini de tamamladı. Subaylığın yüksek lisans eğitimi olan piyade uzmanlık öğreniminden sonra, askerliğin ‘doktora’ kurumu demek olan ‘Harp Akademisi’ni de hem birinci olarak, hem de o zamana kadar yetişmiş ‘en genç kurmay’ olarak bitirdi (1958–60).Öğrenim hayatını böylece, başarılarla noktalayan genç kurmay, kendisini 27 Mayıs 1960’daki darbe eyleminin içinde buldu. Bu eylemin tasarım ve yürütme evrelerinin ön safında görev aldı. Eylemden sonra kurulan ‘Millî Birlik Komitesi’nin üyelerinden biri oldu. TBMM görevini üstlenen o Komite için “Geçici Anayasa ve İçtüzük”ü hazırladı. MBK’nin başkanlık divanı üyeliği ve basın sözcülüğü görevlerini üstlendi.Özdağ, Millî Birlik Komitesinde kurulun beyni gibi çalışırken, 13 Kasım 1960’taki ‘iç darbe’ sonucunda 13 arkadaşı ile birlikte Komite üyeliğinden ve yurttan uzaklaştırıldı. Kendisine Tokyo’da “Hükümet Danışmanlığı” görevi verildi. Orada kaldığı 1961–62 yıllarında Japon Modernizasyonu üzerine araştırmalar yaptı ve Türkiye için modern, milliyetçi ve inkılâpçı bir siyasî parti programı hazırladı.Özdağ, 1963 yılında yurda döndü ve kendisi gibi yurda dönen kader arkadaşları ile birlikte ve Türkeş’in yanında, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne girdi. 1965 seçiminde Afyon Milletvekili olarak TBMM’de görev aldı. Siyasî hayattan beklediği hizmet imkânını bulamadığı için 1969 seçimine girmedi 1971’de siyasetten ve MHP’den ayrılarak serbest avukatlığa başladı. Türkiye ve Türk Dünyası ağırlıklı bilimsel çalışmalara yöneldi. Türk Dünyası ülkelerine kültür hizmetleri götürülmesi için çalıştı. Ülkemiz insanının ilgisini 70’li ve sonraki yıllarda yurdumuzu tehdit eden komünist, bölücü düşünce ve eylemlere karşı uyarmak için kitapçıklar çıkarıp dağıtmağa, değişik yurt köşelerinde ve kurumlarda konferanslar vermeğe başladı. Bu arada Türkiye-Azerbaycan Dostluk Derneğini kurdu ve yönetti. M. Özdağ, 05 Şubat 2002 günü, Ankara’da uçmağa vardı. Böylece 68 yıl 10 ay 20 gün süren, başarılarla ve Türklüğe hizmetle yüklü hayatı sona erdi.* * *Muzaffer Özdağ’ı 1960’lı yıllarda tanıdım; tabiî, ilkin 27 Mayıs 960’da gıyabında. Tanışmamızın ise 1963’te yurda dönüp siyasî hayata dönüşünden, özellikle de siyasetten çekilişinden sonra gerçekleştiğini sanıyorum. Onunla daha çok milliyetçi toplantılarda karşılaşırdık. İyi, birikimli bir hatipti. Konuşmalarını zevkle dinlerdik.Kendisi ile birkaç kez, kısa görüşmelerimiz oldu. Bunların biri, o sırada doçent olan oğlu Dr. Ümit Özdağ’la ilgili idi. Ben o sırada Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü başkanı idim; Ümit Bey de aynı üniversitenin İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesinde öğretim üyesi. Sanırım akademik yükselmesinde bazı sıkıntılar baş göstermişti. Muzaffer bey, oğlu’nun o sırada bölümümüzde boş olan kadro-ya alınmasının mümkün olup olmadığını sormaya gelmişti. Ben, onunla çalışmaktan büyük memnunluk duyacağımı, gerekli başvuru yapılırsa yardımcı olmağa çalışacağımı söyledim. Teşekkür ederek ayrıldı. Fakat bir daha ses çıkmadı. Sanırım Ümit Özdağ’ın akademik yükselme ile ilgili sorunları çözüme bağlandığı için girişimde bulunmaktan vazgeçilmişti. İkinci bir anım da Dış Türkler ile ilgili bir sempozyumda yaptığım bir konuşma ile ilgili. O sempozyumda “Türk dünyasında bibliyografik denetleme” konulu bir bildiri sunmuştum. Bildirinin sonunda dinleyenler arasın-da bulunduğunu koşarak kürsüye yaklaşmasından anladığım Özdağ, konuşmamı zevkle dinlediğini, çok yararlandığını söyleyerek beni kutladı. Beni dinlemiş olmasından ve iltifatlarından dolayı çok memnun oldum.Özdağ ile kısa süreli bir kurul üyeliğimiz de oldu. Birlikte Türk Ocakları Hars Heyeti üyeliğine seçilmiştik. Kendisi birkaç toplantıya katıldı, sonra katılmaz oldu. Sanırım kurulda görüşülmesini istediği bazı konuların hemen gündeme alınmamasından dolayı kırılmıştı. Daha sonraki günlerden birinde de kendisinden, kurmakta olduğu “Türkiye-Azerbaycan Dostluk Derneği’nin kurucu üyesi olmam konusundaki davetine icabet edemedim.Kendisi ile sık görüşemesek de iyi birer dost ve ülküdeş olduğumuza inanıyorum. Bu duyguları ölünceye kadar saklayacağım.* * *Özdağ, tarih, millî güvenlik, strateji ve jeopolitik konuları üzerinde çalışan bir araştırmacı idi. Ayrıca millî konuları işleyen şiirler de yazardı. Bu araştırmalarını ve bazı şiirlerini küçük kitapçıklar halinde bastırır, dağıtırdı. Bu küçük kitapçıkları oğlu sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ, bir “toplu eserler” dizisi içinde yayınlamıştır. Bu eserlerinden Millî Kütüphane’nin kayıtlarına girmiş olanlar şunlardır: Millî Bütünlük ve Güvenliğimiz (1997), Türk Alevîliğinin Yükselişi (1998, 2002), Ankara Çalışmaları: Stratejik Düşüncenin Sivil ve Askerî Hayatta Kullanılması (2000), Türk Dünyası ve Doğu Türkistan Jeopolitiği (2000), Türkiye ve Türk Dünyası Jeopolitiği (2001, 2003), Atatürk ve Türk Milliyetçiliği (2003), Türklük ve İslâmiyet (2003), Örtülü İstilâ ve Psikolojik Savaş(2003),* * *Muzaffer Özdağ, başarılı bir asker, titiz bir siyasetçi, kendisini Türklüğe ve Türk dünyasına, Türk kültürüne adamış bir düşünce adamı ve araştırmacı, güçlü bir hukukçu idi. Yaşasaydı bu araştırmalarının verimli, değerli ve güzel eserlerine sahip olmamız mümkün olacaktı.Tanrının rahmeti üzerine olsun.Türk yurdu Dergisi: Şubat 2008 Cilt: 28 Sayı : 246


oğlu
ÜMİT ÖZDAĞ